Ermeni Sorunu Ilk Kez Hangi Antlaşma Ile Ortaya Çıkmıştır ?

Baris

Yeni Üye
\Ermeni Sorunu ve İlk Ortaya Çıkışı: 19. Yüzyılda Bir Sorunun Doğuşu\

Ermeni sorunu, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinden günümüze kadar süregelen karmaşık bir sorundur. Bu sorunun tarihsel kökenleri, 19. yüzyıla dayanmaktadır ve ilk kez büyük bir uluslararası mesele haline gelmesi 1829 yılında imzalanan **Edirne Antlaşması** ile başlamıştır. Ancak, bu sorunun özünü ve evrimini anlamak için, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Ermeni nüfusunun durumu ve uluslararası faktörlerin nasıl etkilediğini ele almak gereklidir.

\Ermeni Sorunu ve Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Durum\

Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni halkı, çoğunlukla Hristiyan bir nüfus olarak büyük bir yerleşim alanına sahipti. Ermeniler, özellikle Anadolu'nun doğusunda, İstanbul’da ve bazı büyük şehirlerde yoğunlaşmışlardı. Bu dönemde Osmanlı Devleti, birçok farklı etnik ve dini grubun bir arada yaşadığı bir imparatorluktu. Ermeniler, büyük oranda tarım ve ticaretle uğraşıyor, aynı zamanda kilise ve eğitim alanında da etkinlik gösteriyorlardı. Bununla birlikte, Osmanlı yönetimi altındaki Ermeniler, zaman zaman hem etnik hem de dini ayrımcılığa tabi tutuluyordu.

\Edirne Antlaşması ve Ermeni Sorununun İlk Adımları\

Ermeni sorununun ilk kez uluslararası bir mesele haline gelmesinin temel sebebi, Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırlarını korumak ve kontrol altında tutmak isteyen büyük güçlerin müdahaleleriydi. 1828-1829 yıllarında Rusya ile Osmanlı İmparatorluğu arasında yapılan **Edinre Antlaşması** bu noktada önemli bir dönüm noktasıdır. Bu antlaşma, Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak kayıplarına neden olmuş ve Ermeni halkının da bu süreçten etkilenmesine yol açmıştır.

Edirne Antlaşması ile Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'ndan bazı topraklar alırken, bu bölgelere yerleşen Ermeni nüfusunun da korunmasına dair birtakım vaatlerde bulunmuştu. Ruslar, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Ermeni halkının durumu hakkında daha fazla söz sahibi olmaya başlamış, hatta bazı Ermeni grupları, Rusya'nın desteğiyle Osmanlı yönetimine karşı bağımsızlık talepleri geliştirmiştir. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu’nu, Ermeni nüfusunun hakları ve özgürlükleri konusunda uluslararası baskılara maruz bırakmıştır.

\Ermeni Sorununun Gelişimi: 19. Yüzyıl Sonları ve Avrupa’nın Etkisi\

Edirne Antlaşması sonrası, Osmanlı topraklarında Ermeni meselesi daha fazla dış baskıya tabi olmaya başlamıştır. Avrupa'nın büyük devletleri, özellikle de Rusya ve Fransa, Ermeniler üzerine yoğunlaşarak, onların haklarını savunmaya yönelik çeşitli adımlar atmaya başlamışlardır. Bu dönemde, Ermeni milliyetçiliği gelişmeye başlamış ve 19. yüzyılın ortalarına doğru Ermeniler, Osmanlı yönetiminden bağımsızlık talep etmeye başlamışlardır.

Avrupa, bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu üzerinde yoğun bir şekilde dış müdahale yapmaya başlamıştır. 1856 yılında imzalanan **Paris Antlaşması** bu müdahalelerin bir başka önemli aşamasıdır. Paris Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu’na, devletin topraklarında yaşayan Hristiyan azınlıkların haklarını garanti etme yükümlülüğü getirmiştir. Bu yükümlülük, Ermenilerin haklarının daha fazla sorgulanmasına ve Avrupa’da Ermeniler lehine bir kamuoyu oluşmasına yol açmıştır. Bu antlaşma, sadece Ermeniler için değil, tüm Osmanlı’daki Hristiyan halklar için önemli bir dönüm noktasıydı.

\Ermeni Sorunu ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Yanıtı\

Osmanlı hükümeti, hem iç hem de dış baskılar altında, Ermeni halkının haklarını düzenlemeye yönelik çeşitli reformlar yapmaya çalışmıştır. Ancak bu reformlar, genellikle yetersiz kalmış ve Ermeni halkının hakları konusunda beklentileri karşılayamamıştır. 1878 yılında imzalanan **Berlin Antlaşması**, Ermeni meselesinin uluslararası bir mesele haline gelmesini sağlayan bir diğer önemli antlaşma olarak karşımıza çıkar. Berlin Antlaşması, Ermeni halkının hakları ve güvenliği konusunda Osmanlı İmparatorluğu'na daha fazla yükümlülük getirmiştir.

Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermeni halkına yönelik tutumu, iç huzursuzlukları önlemek ve büyük güçlerin müdahalelerini engellemek amacıyla daha temkinli hale gelmiştir. Ancak, bu süreçte Ermeni isyanlarının artması ve Ermeni milliyetçiliğinin güçlenmesi, Osmanlı yönetimini zor bir duruma sokmuştur.

\Ermeni Sorununun 20. Yüzyılda Yeni Bir Boyut Kazanması\

Ermeni sorunu, 19. yüzyılın sonlarına doğru, özellikle 1915 yılında yaşanan **Ermeni Soykırımı** ile yeni bir boyut kazanmıştır. Bu dönemde, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşüne yaklaşırken, Ermeni nüfusunun büyük bir kısmı tehcir edilmiş ve büyük acılar yaşanmıştır. Ermeni Soykırımı, tarihsel olarak büyük bir trajedi olarak kabul edilse de, bu olayın temelleri, 19. yüzyıldaki uluslararası antlaşmalara ve içsel politikaları izleyen Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıflamasına dayanmaktadır.

\Sonuç ve Değerlendirme\

Ermeni sorunu, yalnızca Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde değil, aynı zamanda uluslararası alanda da önemli bir sorun haline gelmiştir. Edirne Antlaşması ile başlayan süreç, zamanla Paris, Berlin gibi uluslararası antlaşmalarla derinleşmiş ve nihayetinde 20. yüzyılda çok daha büyük bir trajediye dönüşmüştür. Bu mesele, Ermeni halkının hakları, Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflayan yönetimi ve büyük güçlerin müdahaleleri ile şekillenmiştir. Sonuç olarak, Ermeni sorunu, sadece bir etnik grup meselesi değil, aynı zamanda bir uluslararası ilişkiler ve imparatorluk çözülmesi sorunu olarak tarih sahnesinde önemli bir yer tutmaktadır.