Seki ne demek din ?

dunyadan

Global Mod
Global Mod
“Seki Ne Demek Din?” – Bilimle, İnançla ve Biraz Merakla…

Selam sevgili forumdaşlar,

Bugün biraz hem kafa yormak hem de kalbe dokunmak isteyen bir konudan bahsedeceğim: “Seki ne demek din?”

Yani dini bağlamda “seki” kavramı nereden gelir, ne anlama gelir, neden bazı kaynaklarda geçer ve bilimsel olarak nasıl açıklanabilir?

Biliyorum, başta kulağa hem felsefi hem teolojik hem de biraz “kelime kökeni dersi” gibi gelebilir ama gelin, bunu sıkıcı değil; anlaşılır, hatta keyifli hale getirelim.

Çünkü “seki” gibi kelimeler, sadece dinde değil, insan zihninin anlam arayışında da önemli izler bırakır.

---

Önce Tanım: “Seki” Nedir?

Dinde “seki” kelimesi, genellikle “saygı, huşu, sükûnet, manevi dinginlik” anlamlarına gelir.

Kökeni Arapça’daki “sükûn” (sessizlik, dinginlik) ve “sekine” (iç huzuru, kalp dinginliği, ilahi güven duygusu) sözcükleriyle bağlantılıdır.

Kur’an’da da “sekine” kavramı geçer:

> “Sonra Allah, Elçisine ve müminlere sekine indirdi.” (Tevbe, 26)

Buradaki anlam, “kalbin yatışması, korkudan güvene geçiş”tir.

Yani “seki” kelimesi, hem psikolojik bir durumu hem de manevi bir deneyimi anlatır.

Ama işte asıl ilginç olan şu: Modern bilim de bu “seki” halini, kendi diliyle araştırıyor. Beyin dalgaları, sinir sistemi, stres hormonları… Hepsi bu “manevi dinginlik”le ilişkilendiriliyor.

---

Bilim Gözüyle “Sekine”: Beyinde İnanç Nasıl Huzur Yaratır?

Nörobilim alanında yapılan çalışmalar gösteriyor ki, dua, meditasyon ve ibadet sırasında beynin belirli bölgeleri aktif hale geliyor.

Özellikle prefrontal korteks (karar verme), parietal lob (mekânsal farkındalık) ve limbik sistem (duygular) arasında senkronize bir iletişim oluşuyor.

ABD’de Pennsylvania Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, dua eden kişilerin beyin taramaları incelendi.

Sonuçta, derin dua hâlindeyken beynin amigdala bölgesinde (kaygı ve korku merkezi) aktivitenin azaldığı,

aynı anda ön beyin bölgelerinde (öz kontrol ve empatiyle ilişkili alanlarda) aktivitenin arttığı gözlemlendi.

Yani bilim diliyle konuşursak:

> “Sekine”, aslında biyolojik bir huzur tepkisi.

> Vücut stres hormonlarını azaltıyor, kalp ritmi dengeleniyor, zihinsel gürültü azalıyor.

Bu da gösteriyor ki, “seki” kavramı sadece ruhsal değil, aynı zamanda sinir sistemi temelli bir denge hâli.

---

Erkek Bakışı: “Verilerle İnancı Ölçebilir miyiz?”

Erkek forumdaşlar genelde konuya şöyle yaklaşır:

> “Tamam güzel anlattın da, bunu kanıtlayan net veriler var mı?”

Gayet makul bir soru.

Çünkü erkek beyni, genellikle neden-sonuç ilişkisi arar; soyut bir kavramı somut bir temele oturtmak ister.

Nitekim Harvard, Yale ve Stanford gibi üniversitelerde yapılan nöroteoloji (din-beyin ilişkisi) araştırmaları,

ibadet ve dua sırasında beynin farklı bir nörokimyasal düzene geçtiğini defalarca göstermiştir.

Örneğin dopamin (ödül hissi) ve oksitosin (güven hormonu) seviyelerinde artış tespit edilmiştir.

Bu veriler, “seki”nin bir “inanç sonucu” olmanın ötesinde, biyolojik bir sistem tepkisi olduğunu gösteriyor.

Yani inançlı biri, dua ettiğinde yalnızca ruhsal olarak değil, biyokimyasal olarak da rahatlıyor.

Ama burada asıl stratejik soru şu:

> “Bu huzur hâli sadece dindarlıkla mı gelir, yoksa farklı inanç sistemleri ya da seküler pratikler (örneğin meditasyon) da aynı etkiyi yaratır mı?”

Bilim der ki: Evet, yaratır.

Çünkü mekanizma aynı: Odaklanma, nefes kontrolü, güven hissi, tekrarlayan ritüeller…

Yani “seki” dinle doğrudan bağlantılıdır ama insan zihniyle evrensel bir köprü kurar.

---

Kadın Bakışı: “Sekine’nin Toplumsal ve Duygusal Yönü”

Kadın forumdaşlar genellikle meseleyi ilişkisel ve empatik boyutuyla ele alır.

> “Seki dediğin sadece bireysel huzur değil, çevrendekilere de yansıyan bir hâl değil mi?”

Kesinlikle öyle.

Sosyoloji ve psikoloji literatürü, dini topluluklarda paylaşılan ritüellerin bireyler arasında bağ kurucu ve stres azaltıcı bir etkisi olduğunu söylüyor.

Yani toplu dua, cemaat ibadeti, ortak ilahi söylemek… Bunların her biri beyinde oksitosin salgısını tetikliyor,

kişiler arası empatiyi ve güven hissini artırıyor.

Kadın bakış açısı burada çok kritik:

> “Seki, sadece kişinin Allah’la ilişkisi değil, diğer insanlarla kurduğu duygusal bağın da temeli.”

Bir annenin çocuğuna “merak etme, Allah korur” demesi, aslında toplumsal sekine aktarımıdır.

Bir komşunun cenazede sessizce omuza el koyması da bir çeşit “seki”dir.

Yani “sekine”, hem içsel hem kolektif bir huzur ağını temsil eder.

---

Bilim ve Din El Ele: İki Dil, Aynı Gerçek

Bir taraf diyor ki: “Sekine, Allah’ın lütfudur.”

Diğer taraf diyor ki: “Sekine, beynin kimyasal dengesiyle ilgilidir.”

Peki hangisi doğru?

Muhtemelen ikisi de.

Bilim, nasıl sorusuna cevap arar; din ise neden sorusuna.

Birinde mekanizma, diğerinde anlam vardır.

Belki de sekine, insanın hem biyolojik hem manevi yönünün aynı anda konuştuğu ender alanlardan biridir.

Modern psikoloji bunu “flow state” (akış hâli) olarak tanımlar:

Zihin ve beden tam uyum içindedir, zaman algısı kaybolur, kişi bütünüyle anda olur.

Din bunu “huzur” diye adlandırır.

Aynı deneyimi iki dil, iki yorumla anlatır.

---

Peki Günlük Hayatta “Seki” Yaşamak Mümkün mü?

Evet, üstelik sadece ibadetle değil.

Günlük hayatta da “seki” anları yakalanabilir:

- Sabah sessiz bir yürüyüşte,

- Bir çocuğun gülümsemesinde,

- Kısa bir tefekkür anında,

- Müzik dinlerken kalbin yavaşladığı o saniyede.

Bilim bunu parasempatik sinir sistemi aktivasyonu olarak açıklıyor,

din ise kalbin itminanı olarak.

Yani ister laboratuvar verisiyle, ister dua kitabıyla okuyalım,

“seki” insan olmanın doğasında var.

---

Forumdaşlara Soru: Siz Huzuru Nerede Buluyorsunuz?

Şimdi top sizde arkadaşlar:

- Sizin için “seki” ya da “sekine” anı ne zaman yaşanıyor?

- Dua ederken mi, doğada yürürken mi, yoksa birine yardım ederken mi o dinginliği hissediyorsunuz?

- Sizce bu huzur hissi Tanrı’dan mı gelir, yoksa insan beyninin kendi savunma mekanizması mı?

Erkek forumdaşlar, bilimsel verilerle yaklaşın;

Kadın forumdaşlar, duygusal deneyimlerinizi anlatın.

Belki bu tartışmadan, hem bilimsel hem manevi anlamda ortak bir “huzur tanımı” çıkar.

---

Son Söz: Seki, İnsanın Kalbindeki Bilimdir

“Seki”yi din dilinde okursak, ilahi bir armağan.

Bilim dilinde okursak, nörolojik bir denge.

Ama hangisinden bakarsak bakalım, o duygu hep aynı yere dokunur: İnsanın kalbine.

Belki de bu yüzden “seki” kelimesi, sadece bir dini terim değil;

aynı zamanda insanın kendi içindeki düzeni bulma çabasıdır.

Sonuçta, ister laboratuvar ışığında ister kandil ışığında bakın,

huzurun kaynağı hep aynı: denge.

Ve belki de “seki”, bilimin de dinin de ortak imzasıdır —

insanın kendini aşma arzusu.